Çocuk Gelişimi, Çocuk Psikolojisi, Ergenlik ve Ergenlik Sorunları ile ilgili makale ve bilgilere bu kategoriden ulaşabilirsiniz.
Öfke; tıpkı sevinç, üzüntü, korku ve acı gibi insan doğasında bebeklikten itibaren var olan en temel duygulardan biridir. Çocuk her ne sebeple öfkelenirse öfkelensin burada önemli olan öfkesini nasıl ifade ettiğidir.
Yıllar boyunca isteklerini yaptırmak için ağlayan çocuklarla nasıl iletişim kurulması gerektiğini anlatıyor ve anne babalara yol göstermeye çalışıyoruz. Ancak son zamanlarda dikkatimi çeken bir çocuk profili var. Artık ağlayan çocuklardan daha çok bağıran ve özellikle anne babasına vuran çocuklar görmeye başladık.
Son yıllarda çocuk gelişiminde ilginç süreçler yaşandığına tanık oluyoruz. 11-13 yaş arasında beklediğimiz ergenliğin artık ilkokul yaşlarına düştüğünü hatta 6-7 yaşındaki çocukların ergenliğie girdiğini görüyoruz.
Bilinçli ya da farkında olmadan sosyal yaşantılarını ve günlük faaliyetlerini ihmal eden, yüz yüze iletişim yerine telefonla konuşmayı ya da mesajlaşmayı tercih eden, şarjı bitene kadar telefonunu bırakmayan ve şarjı bittiğinde de paniğe kapılan ve daha da üzücüsü bu durumun farkında olmadan tüm bunları hayat tarzı olarak benimsemiş bir nesille karşı karşıyayız.
Çoklu zeka kavramı bir öğrenme psikoloğu olan Howard Gardner tarafından ortaya konmuştur. Üzerinde görüş birliğine varılmış 8 çeşit zekâ bulunmaktadır. Her insanda bu zeka türlerinden biri baskın olmak koşuluyla bir ya da birkaç türü bulunmaktadır.
Spor yapan çocuklarda büyüme, spor yapmayan akranlarına göre daha hızlı ve sağlıklı ilerliyor. Futbol, basketbol, voleybol, tenis gibi sporları yaparken harekete geçen kaslar ve eklemler büyümeyi hızlandırıyor. Eklem başlarında bulunan kıkırdak doku, hareketler sırasında birbirine çarparak uyarılıyor ve bedensel büyümeyi harekete geçiriyor.
Sosyal Medya ve Sosyal Medya paylaşım siteleri hayatımıza girdiğinden beri, birçok anımızı ve hayatımıza dair pek çok şeyi bu platformlarda neredeyse herkese açık olarak paylaşmaya başladık. Yaşadığımız durumdan, bulunduğumuz yerden, yediğimiz içtiğimiz mekanlara kadar her bilgiyi tanıdığımız tanımadığımız milyonlarca insanın görüşüne ve yorumuna açtık.
Biz anne babalar ve uzmanlar çocuklarımızı bunca olumsuzluktan ne kadar uzak tutmaya çalışırsak çalışalım onlar internet erişimleri sayesinde istenmeyen pek çok görüntüye ve habere ulaşma imkanına sahipler ve bu da onların tehlikeli bir şekilde olumsuz dış uyaranlarla çok erken tanışmalarına sebep oldu.
Çocuklar açısından oyun oynamanın ve oyunun en temel malzemesi oyuncakların önemi artık bilinen bir gerçek. Çocukların doğal ortamda doğal gelişen oyunlar kurmaları ve bu oyunların içinde bedensel ve düşünsel olarak yer almaları hem psikosoyal gelişimleri hem de fiziksel gelişimleri açısından çok önemli.
Uzun bir yaz tatili daha bitti ve özellikle ebeveynleri telaşa sokan okul hazırlıkları başladı. Gerek okula yeni başlayanlar için gerekse yeniden okula dönen öğrenciler için heyecanlı bir döneme girdik. Okula yeni başlayan çocuklar açısından eğer okul öncesi eğitim kurumlarına devam etmemişlerse bazı sıkıntılar yaşanabilir.
Oyuncaklar, çocukların gelişiminde ve dış dünyaya hazırlanması sürecinde oldukça büyük bir öneme sahip. Çocukların yaratıcılığını ve hayal dünyasını geliştiren oyuncaklar, çocuğu aynı zamanda gerçek hayata hazırlayan eğitim araçları olarak düşünülmelidir. Doğru seçilmiş oyuncaklar çocuğun algı, bellek, dikkat gibi becerilerini geliştirmesinin yanı sıra farklı yeteneklerinin de ortaya çıkmasına yardımcı olur.
Teknolojinin ve özellikle de sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle pek çok şey değişti. Özellikle de yeni nesil, yani çocuklarımız küçük yaştan itibaren çok aktif bir şekilde kullanıyorlar. Kimi zaman hayatımızı kolaylaştırsa da, var olan tehlikeleri de göz önünde bulundurmamız ve bu konuda çocuklarımızı her zaman uyarmamız gerekir
Okulların yaz tatiline girmesiyle birlikte çocuklarda tatil heyecanı başlar ve bu zaman diliminde ebeveynler tatilde çocuklarıyla nasıl kaliteli vakit geçireceklerini kara kara düşünürler. Tatil hem çocuklar hem de yetişkinler için önemli bir ihtiyaçtır bu sebeple tatil boyunca yapılan şeyler hem çocuklara hem de ebeveynlere yönelik olmalıdır.
Son günlerde adını sıkça duyduğumuz bir oyun var: ‘Pokemon Go’ Teknolojinin hayatımıza girişiyle beraber sanal dünya kendi eğlence ve oyun kültürünü de oluşturmuş durumda. Sanal dünya olarak bahsetsek de teknoloji, sanal dünyayı gerçek dünyayla neredeyse birebir örtüştüren farklı araçlarla karşımıza çıkıyor.
Son zamanlarda, çocukların birbirlerine uyguladıkları taciz ve akran zorbalığıyla sıkça karşılaşıyoruz ne yazık ki. Hem çocukların, hem öğretmenlerin hem de velilerin bu konuda çok dikkatli olmaları gerekiyor. Tacizin ve şiddetin fark edilmediği veya fark edilip zamanında müdahale edilmediği durumlarda ilerleyen zamanlarda ciddi psikolojik sorunlara yol açabildiğini bir kez daha hatırlatmak isterim..
Son yıllarda yetiştirdiğimiz çocuklarda ve ebeveynlerinde inanılmaz bir değişim yaşanıyor. Çocuklar hızla büyüyor, küçük kadınlar ve küçük adamlara dönüşüyor.
Ergenlik ilkokul yaşlarına indi, 8-9 yaşındaki çocuklar erken ergenlik dediğimiz biyolojik ve psikolojik bir evrim geçiriyorlar. Bedenleri büyürken, psikolojileri hazırlıksız yakalanıyor.
Biz yetişkinler de çok hazırlıksızız bu beklenmedik değişim ve gelişime.
Çocuk yetiştirmek anne baba olmanın en önemli sorumluluğu. Binbir hevesle, hayalle ve umutla dünyaya getirdiğiniz çocuğunuzun iyi bir insan olması, vicdan sahibi olması, kendi ayakları üzerinde durması o kadar önemli ki. Vermek istediğimiz bütün insani özelliklerin ve değerlerin çocuk tarafından içselleştirilip, hayatına uygulanabilir olması çocuğun kişiliği, çevre şartları ve bizim yetiştirme tutumlarımızla doğru orantılı.
Sıklıkla kullandığımız içe kapanıklık, çekingenlik ve içe dönüklük kelimeleri aslında birbirine çok yakın tanımlar ama ince sınırlarla ayrılan anlamları var.
Birbirimizi tanımlarken ya da kişilik özelliklerimizi ifade ederken genellikle bu tanımlamaları kullanıyoruz ancak genellikle olumsuz anlamlar yüklüyoruz.
O nedenle kelimeleri ve anlamlarını netleştirmek gerekiyor.
Okullar açılıp çocuklar okula başladıktan sonra en büyük stresi anne babaların ama en fazla annelerin yaşadıklarını görüyoruz. İnanılmaz bir ödev stresi başlıyor ailelerde. Her anne baba kendine göre haklı sebepler öne sürse de öğretmenler ellerinden geleni yapmaya çalışsa da aslında tenis topu gibi oradan oraya savrulanların minicik çocuklarımız olduğu hep gözden kaçıyor.