Mitolojik bir karakter olan Narkissos efsaneye göre bir gün suda kendi yansımasını görür ve ona aşık olur. Saatlerce sudaki yansımasını seyreden ama bir karşılık göremeyen Narkissos hayranlıkla seyrettiği görüntüsüne her sarılmak istediğinde sudaki imge yok olur. Sonunda Narkissos büyük bir aşkla bağlandığı kendi görüntüsüne kavuşmak için suya düşer ve boğularak ölür.
Adını bu mitolojik öyküden alan ve günümüzde çok sık kullanılan bir terim olan Narsizm en net anlamıyla Kendini Beğenmişlik hastalığıdır.
Genellikle kendine güvenle karıştırılır ama Narsizm bir kişilik bozukluğudur.
Kişi abartılı biçimde kendisine hayranlık duyar, kendisini diğer herkesten üstün ve değerli görür. Sürekli bir takdir ve onay ihtiyacı içindedir. Her ortamda hep ön planda olmak ve dikkatleri kendi üzerinde toplamak ister.
Eleştiriye tahammülsüzdürler. Başkaları tarafından kıskanıldıklarını düşünür ve daha iyi konumda olduğuna inandıkları insanları kıskanırlar. İnsanları çıkarları uğruna kullanmaktan çekinmezler ve kolaylıkla arkalarını dönebilir, yarı yolda bırakabilirler.
Narsistik bireylerde yüksek bir ego vardır. Bu anlamda bencil ve benmerkezcidirler ama aslında arka planda ciddi bir aşağılık kompleksi ve öz güven sorunları vardır. Narsizmin ortaya çıkışında pek çok iç ve dış etken vardır.
Genetik etkenler, çocukluk ve ergenlikte yaşanan olaylar, anne-baba tutumları, kardeş ve sosyal çevre ilişkileri de Narsizmin ortaya çıkışında önemli etkenlerdir.
Özellikle çocukluğunda ailesi tarafından aşırı bir övgüyle ve şişirilmiş bir özgüven duygusuyla büyütülmüş çocuklar, ailenin en önemli kişisi duygusu ile büyütüldüklerinde erişkin oldukları zaman Narsistik bireylere dönüşebiliyorlar ve kendilerini dünyanın merkezi konumunda görmeye başlıyorlar.
Elbette çocuklar takdir edilmeli ama ortada hak edilen, emek harcanmış bir başarı yokken abartılı bir ‘sen her şeyi yapabilirsin, başarabilirsin’ duygusu verildiğinde çocuğun önce kendisini aşırı beğenme ile başlayan duygusunun Narsizme kayması mümkündür.
O nedenle çocuklar emek harcadıkları ve gerçekten hak ettikleri başarılar karşısında takdir görmeli ve elbette her konuda teşvik edilmelidir.
Ancak sadece çocuğumuz olduğu için ve onu çok seviyoruz diye yapmadığı, çaba göstermediği veya sonuçlandırmadığı alanlarda ‘sen her şeyin en iyisini yaparsın’ duygusu verilmemeli.
Başarılı olduğu alanlarda ise maddi ödüllerden çok sözel takdire başvurulmalı. Herhangi bir konuda başarılı olması halinde maddi ödül vaatlerinde bulunmaktan kaçınılmalıdır.
Sadece kendisini değil, başka insanların duygularına karşı duyarlı olması için de mümkünse bir canlının sorumluluğu verilmelidir.
Bir bitkinin, bir ev hayvanının beslenmesi ve bakımı çocuğa emanet edilmelidir.
Zira Narsistik bireylerde en önemli sorun Empati yoksunluğudur.
Sürekli övgü ve takdir bekledikleri için sık sık hayal kırıklıkları yaşamaları sebebiyle sürekli mutsuzluk yaşayan bireylerdir ve gelecekte içine düşecekleri en önemli çıkmazlardan biri depresyondur.
[2015-08-06]
Depremin düşüncesi bile korkutucudur, özellikle bizim gibi depremle ilgili kötü anıları olan ülkelerde deprem olasılığı insanlar için önemli bir kaygı sebebidir. ...
Gündemi çok hızla değişen güzel ülkemizde sürekli yeni gündemler oluşuyor. Gündem sıkıntısı çekmiyoruz ama asıl önemli bir noktayı gözden kaçırıyoruz. Konu ...
Kadınların erkeklerle ilgili olarak sahip olduğu pek çok yargı aslında toplumsal yargılarımızın bir uzantısı.Benzer yargılar erkeklerin düşüncelerinde de olmakla beraber,en yaygın olarak ...
Yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, bir eylemi, bir şeyi hayal ettiğimizde beynimiz bu konuyla ilgili bir bölümü de harekete geçiriyor. Bu ...