Stres dediğimiz duygu durumu pozitif ve negatif olarak ikiye ayrılıyor. Negatif Streste, ayrılıklar, ölümler, işten çıkarılmalar, çatışmalar gibi olumsuz durumlar yer alırken, pozitif streste ev değişiklikleri, çocukların okula başlaması, düğün veya mezuniyet telaşları gibi olumlu durumlar yer alıyor. 

Durumlar görünürde olumlu olsa da yaşattığı ve hissettirdiği duygu tam anlamıyla bir stres. Yaşanan heyecan hatta panik, karmaşa, başa çıkmaktaki sıkıntılar bildiğimiz stresle aynı. Dolayısıyla okullar açılırken de pozitif olmakla beraber ciddi bir heyecan yaşanıyor. Üstelik iki taraflı bir heyecan var, çocuklarda ve anne babalarda aynı anda yaşanan.
Bunun dışında Eylül ayı sonbaharın ve ardından gelecek kışın ayak sesleridir aslında. Dolayısıyla tatilin bittiğini ve yakın zamandaki kasvetli, karanlık günlerin gelişini hissettiğimiz bir aya girdik. 

Yoğun işlere, çocukların dersleri, ödevleri, sınavları gibi yorucu çalışmalara zaman ayırmak gereken dönemlerin başladığı bir ay. Bir de hazırlık aşaması var malumunuz. Elinize çantayı alıp okula gidemiyorsunuz. O çantayı elinize almak için geçirilen aşamalar var. 

Alışverişler yapılacak, belki bazılarımız okul değiştirdik, mekan değiştirdik hatta şehir değiştirdik. Hem yeni çevreye hem yeni okula ve yeni arkadaşlara uyum göstermeye çalışacak çocuklar. Bu süreçte zaten stresli olan anne baba, çocuğun yaşadığı stresi de ayrıca sahiplenecek. Onun adına da endişelenecek, onun adına işleri kolaylaştırmaya çalışmak için ayrıca zorlanacak, sorumlulukları iki katına çıkacak.
Bütün bu rutinler her yıl olduğu gibi yeniden tekrarlanacak. Birçoğumuz için belki tanıdık işler ama bir de bu heyecanları veya farklı heyecanları ilk defa yaşayacak olanlar var aramızda. 

İlk defa çocuk sahibi olacaklar, yeni evlenecekler, işe başlayacaklar ya da çocuğu okula ilk defa başlayacaklar gibi. Ne büyük heyecanlar, ne büyük telaşlar. Telaşı büyük ama heyecanı güzel şeyler hepsi. Hayatımızın olmazsa olmazları. Bunlar olmasa hayatın anlamı da olmaz. 

Stres o kadar da kötü bir şey değildir, hatta doğru kullanır ve yönetebilirseniz yararlı bir duygudur da. O duygu sayesinde enerji dolar, o duygu sayesinde motive olursunuz. Yarına uyanmak için bir sebebiniz olur, amacınız olur. Yapmak istedikleriniz, yapmak istemedikleriniz net bir çizgiyle ayrılır birbirinden. Bazılarından kaçınırken, bazılarına yönelirsiniz, bazı işleri geçiş işleri olarak yapar, bazılarına ulaşmak için başka bir şeyleri kullanırsınız. 

Neyle uğraşırsanız uğraşın evrende izi kalır.Duygu olarak da biyolojinizde izi kalır. Sizi değiştirir, şekil verir, yeniden biçimlendirir. Hissettirdikleri her zaman iyi şeyler olmayabilir yaşadıklarınızın ama başka türlü iyi olanların ne olduğunu da anlamak mümkün değildir.

Her zaman tatlı yiyen bir insan tatlının ve acının ne olduğunun ayırdında olamaz. Çünkü tek tip bir tada alışan kişi farklı lezzetleri bilemez. Stres de böyledir aslında. Mutsuz eden olaylardır mutluluğun ne olduğunu anlamamızı sağlayan.
İster çocuğunuzun okul telaşı olsun, ister yeni bir işe başlamak olsun, olaylar stres yaratabilirler sizin için ama depresyona girmenize sebep olmasın. Malum Eylül ve sonbahar aynı zamanda depresyon aylarıdır. Bu ayda her zamankinden daha fazla faaliyette bulunmak, sosyal etkinliklere daha çok zaman ayırmak ve mutlaka arkadaşlarla bir arada olmaya çalışmak çok yararlı olacak. 

Okul sorunları ilk bir iki hafta içinde çözülecek şeylerdir, sonrasında kendinize ve sevdiğiniz işlere ne kadar zaman ayırdığınız önemlidir çünkü yaptıklarınız hayatınızın ve duygularınızın gidiş yönünü belirleyecek. 

Nasıl mı? Ya mutsuz, depresif duygularla dolup taşacaksınız ya da kendinizi zinde ve mutlu hissetmenize yol açacak pek çok güzel şey yapacaksınız. Hepsi sizin elinizde. Zaman ve hayat herkes için tek tip akıyor onu zenginleştirip renklendirecek olan sizsiniz.
Sonbaharın güzellikler getirmesi dileğiyle.