SERAP DUYGULU

ANA SAYFA  »  MAKALELER  »  GÜNCEL YAZILAR   »  HIZLI YAŞAYANLAR, HIZLA YAŞLANANLAR ÜLKESİ

HIZLI YAŞAYANLAR, HIZLA YAŞLANANLAR ÜLKESİ

Hızlı Yaşayanlar, Hızla Yaşlananlar Ülkesi
Teknoloji hayatımıza bu kadar yoğun girdiğinden beri, her şeyi o kadar hızlı yapıyoruz ki, farkında bile olmuyoruz ne kadar çabuk yaşayıp, ne kadar çabuk yaşlandığımızın. Elimizin her yere ulaşması, dünyanın öteki ucundaki bilgilerin bir tık mesafede olması işlerimizin kolaylaştığı hissi veriyor ama bu aslında kocaman bir yanılsama. Zira hayatımıza aldığımız her teknolojik ürün kendi kültürünü dayatıyor, kendi karmaşasını getiriyor. 

İşi gücü çamaşır yıkamak olan bildiğimiz çamaşır makineleri bile adeta birer android canavara dönüştü. Suyun sertlik derecesinden anlayan, deterjan miktarını ayarlayan, leke çıkaran, kireç önleyen velhasıl kelam neredeyse çamaşırlarımızı kendi kendine toplayıp yıkama kararı alacak makinelerimiz var. Var da bu kadar işi yapabilmesi için programlanması gerekiyor malumunuz, bu da bir yığın ayar demek. Kılavuzlar da maşallah hallice bir roman kalınlığında olunca makinenin dilinden anlamak başlı başına bir eğitim süreci yaşatıyor insana.
Bulaşık makinelerimiz, buz dolaplarımız ve diğer makinelerimiz de aynı durumda. Sıradan ‘aç-kapa’ düğmesi olanlar gitti, yerine her tür şeyden anlayıp yapabilen ama bizim dillerini anlamakta zorlandığımız robotik makineler geldi. Güya işlerimiz kolaylaşacaktı ama eni konu iyice zorlaştı.
Benzer sorunu telefonlarımızla yaşıyoruz, normalde karşılıklı sözel iletişim için üretilmiş telefonların şu an en hafif işi iletişim oldu. Video çekenler, çektiklerini sosyal ağlarda paylaşanlar, bizimle uyuyup bizimle uyananlar hepsi var. Neredeyse bizi uyandırıp kahvaltı hazırlayıp işe gönderecekler. 

Tüm bu gelişmiş teknoloji bizi sarıp sarmaladıkça iş güvenlik meselesine gelip dayanıyor. Evlerimiz de son teknoloji aletleriyle izleniyor, korunuyor. Banka hesaplarımıza şifresiz giremiyoruz, kredi kartlarımız kullanamıyoruz. Çocuklarımızın okul ve not durumlarını öğrenmek için bile şifre kullanıyoruz. Eskiden ezbere bildiğimiz arkadaş, eş dost telefon numaralarını unuttuk, hatta kendi evimizin, eşimizin telefonunu bile unuttuk ama şifrelerimizi unutamıyoruz. Unutamayız, aksi halde şu koskocaman dünyada elimizi kolumuzu bile oynatamayız. Bunca mekanik şeyi aklıda tutmak da kolay değil, işlerimiz kolaylaşsın diye aldığımız eşyalar da mutlu etmiyor bizi, üstelik işlerimiz de kolaylaşmıyor. O nedenle söylenip duruyoruz niye hala telaşımız bitmiyor, niye hala kendimize zaman ayıramıyoruz diye. Çünkü zaman bilgi çağı, tüketim çağı, sanal alemlerde sosyalleşme çağı.

Her an, her saniye yeni bir bilgi geliyor, her gelen yeni bilgiye yer açmak isteyen beynimiz eski bilgiyi siliyor ama eski bilgi dediğimiz de birkaç dakikalık, birkaç saatlik bilgi aslında. Bu kadar hız bir süre sonra takip edilmesi zor hale geliyor ve bilin bakalım ne oluyor?Bir tür sürmenaj. Yani yeni bilgileri alamıyoruz, duyduklarımızı kaydedemiyoruz, algılamakta sıkıntı yaşıyoruz, uyaranlara karşı tepkisizleşiyoruz. Sonra unutkanlıklar başlıyor, üzerine yorgunluklar ve uykusuzluklar da eklenince, bir tür ‘Hızlı Yaşam Sendromu’ yaşıyoruz. (Bu arada Hızlı Yaşam Sendromu tamamen benim yaratıcılığımdan kaynaklanan bir tanımdır: Literatüre böyle geçsin lütfen:))
Hızlı yaşayınca, gün çabuk bitiyor, yıllar hızla geçiyor. Hep yarına ertelenen işlerimiz ya da hayallerimiz için o yarınlar bir türlü gelmiyor. Oysa bugünler de dünlerimizin yarınlarıydı. Bugün yapamadıklarımızı, eğer harekete geçmezsek yarın da yapamayacağız. Hep bahanelerimiz olacak; okul bitsin, iş bulunsun, eş seçilsin, çocuk olsun, çocuk büyüsün, okula başlasın, ödevi bitsin, sınava girsin, emekli olunsun. İyi ama bunlar olacak diye beklenip hevesler ertelenirken arada geçen de hayatlarımız! O hayatları yaşayamazsak, hızlı yaşamamızın, hayatımızı kolaylaştırsın diye dünya para harcayıp aldığımız makinelerimizin ne anlamı var ki? Hepsi hızla yaşlanmamızı sağlamaktan başka işe yaramayacaklar. 

Bunca koşuşturmanın ve telaşenin arasında biraz mola verme zamanı, artık daha kendimize dönük işler yapmak gerek. Mesela hayatımıza birkaç zevkli uğraş alsak; bir müzik aleti çalmayı öğrenmek gibi, tiyatro yapmak gibi, bir sporla ya da sanat dalıyla ilgilenmek gibi. Çünkü bu tür hobiler hızıyla başımızı döndüren hayatlarımızı yaşayabilmek, bu hıza yetişebilmek için gereken enerjiyi verecek bize. Zorlu ve sıkıntılı işler için gereken motivasyonu sağlayacağız. Yaşadığımız anlardan mutlu olacağız. Çatık kaşlarımız, asık suratlarımız, mutsuzluk akan bakışlarımız yumuşayacak, zorlu da olsa hayatın güzel taraflarını daha çok görebileceğiz.

Hızlı yaşadığımızda, hızla yaşlanmaya başladıysak çözüm estetik cerrahiden önce hayattan aldıklarınızda yatıyor. Düşünün ki ömür uzun ince bir yol, sevgili Aşık Veysel’in dediği gibi. Karşımıza çıkan fırsatlar da bu yolun kenarındaki meyve dolu ağaçlar olsun. 
Biz yolu koşarak tamamlayacağız diye hiçbir meyvenin tadına bakamıyorsak, hiçbir çiçeğin kokusunu alamıyor, güneşi göremiyorsak, kan ter içinde, nefes nefese koşuyu tamamlamış olmanın ne faydası var? Arkamıza dönüp baktığımızda geride kalan o ağaçları, çiçekleri görüp pişmanlıklar yaşamak yerine şimdi, bugün ne yapabiliriz diye düşünmek ve silkelenmek vaktidir artık.
Unutmayın, yarın bundan sonraki hayatınızın ilk günü!

[2013-11-05]


Paylaşım:

BU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

tozlar-kirler-daginikliklar-655

TOZLAR, KİRLER, DAĞINIKLIKLAR VE YİTİP GİDEN HAYATLAR

Şu anda, siz bu satırları okurken de birileri hayata ‘merhaba’ diyor, birileri veda ediyor. Birileri gülerken birileri gözyaşı döküyor. Bazıları kavuşurken ...

en-iyi-olmak-442

EN İYİ OLMAK

Matematik işlemlerde ARTI ve EKSİ değerlerdeki sayıları çarptığınızda sonuç her zaman EKSİ'dir. Topladığınızda büyük olan değer kazanır.  Sizin çocuğunuzun kazandığı değerlerin ...

sanal-zorbalik-740

SANAL ZORBALIK

Sanal zorbalıkta sadece kişiyi hedef alan bir saldırıdan çok aileyi ve yakınları hedef alan tehditler de olabiliyor. Gençler içine düştükleri durumu ...

elestiri-638

ELEŞTİRİ İLE BAŞ EDEBİLMEK

Eleştiriyle başa çıkmak için önce varsa eğer alınganlık ve mükemmeliyetçilik duygularıyla baş etmek gerekir. Zira eleştiriye en tahammülsüz kişiler aşırı alıngan ...


MAKALELER
MAKALELER

Çocuk&Ergen, Yetişkin, Aile, Eğitim, Anne&Baba ... konulu makaleler.

VİDEOLAR
VİDEOLAR

Video arşivi, TV programları...

FOTOĞRAF GALERİSİ
FOTOĞRAF GALERİSİ

Sunum, seminer, söyleşi, eğitim çalışmalarımıza ait fotoğraflar.

BİZDEN HABERLER
BİZDEN HABERLER

Ne zaman neredeyiz? Bizi bu köşeden takip edebilirsiniz?

BASINDA BİZ
BASINDA BİZ

Bizimle ilgili basında yer alan haber, makale ve görseller...

2024. Site içeriğinin telif hakları SERAP DUYGULU'ya aittir.

Avinga | XML